Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçu Nedir? – Hukuki Tanım ve Kapsam
- Alaattin Ferhan
- 25 Eki 2024
- 4 dakikada okunur

Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçu, bir kişinin hürriyetinin ihlal edilmesi ve iradesi dışında bir yere götürülmesi veya bir yerde zorla alıkonulmasıdır. Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesi kapsamında düzenlenen bu suç, failin mağdurun özgürlüğünü kısıtlayarak onu zorla bir yerde tutmasını ya da kaçırmasını kapsar. Bu suça halk arasında "adam kaçırma" suçu da denir. Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçu, mağdurun fiziksel özgürlüğüne ciddi şekilde müdahale eden bir eylemdir.
Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçunun Unsurları Nelerdir? – Suçun Gerçekleşmesi İçin Gerekli Şartlar
Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçunun oluşabilmesi için bazı unsurların bulunması gerekmektedir:
Failin kasıtlı hareketi: Failin mağduru, iradesi dışında bir yerde zorla alıkoyması veya bir yere götürmesi gerekir.
Mağdurun rızasının olmaması: Mağdurun hür iradesi dışında alıkonulması veya bir yere zorla götürülmesi gereklidir.
Fiziksel özgürlüğün ihlali: Mağdurun fiziksel özgürlüğü kısıtlanmalı ve hareket serbestliği engellenmelidir.
Bu unsurların varlığı halinde, kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçu işlenmiş olur ve fail cezai yaptırımla karşı karşıya kalır.
Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçunun Cezası Nedir? – Türk Ceza Kanunu’na Göre Ceza Miktarları
Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesine göre, kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçunu işleyen bir kişi, 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak, suçun nitelikli hallerde işlenmesi durumunda ceza artırılabilir. Örneğin, mağdurun kamu görevlisi olması, suçu organize bir şekilde işlemek veya suçu silah kullanarak gerçekleştirmek cezanın ağırlaştırılmasına neden olur. Ayrıca, suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi de ceza miktarını artıran önemli bir faktördür.
Adam Kaçırma Suçu ile Hürriyeti Tahdit Arasındaki Farklar – Hukuki Ayrımlar ve Yaptırımlar
Adam kaçırma ve hürriyeti tahdit suçları genellikle birbirine karıştırılsa da, hukuki açıdan bazı farklar içerir. Adam kaçırma, mağdurun bir yerden başka bir yere zorla götürülmesi ve iradesi dışında hapsedilmesi anlamına gelir. Hürriyeti tahdit ise, mağdurun özgürlüğünün herhangi bir şekilde kısıtlanmasıdır, ancak burada kaçırma fiili söz konusu olmayabilir. Adam kaçırma suçu genellikle daha ağır cezalarla karşılanırken, hürriyeti tahdit suçu daha hafif hapis cezaları gerektirebilir.
Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçunda Ağırlaştırıcı Sebepler Nelerdir? – Cezayı Artıran Nitelikli Haller
Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçunda bazı ağırlaştırıcı sebepler cezayı artıran unsurlar olarak değerlendirilir. Nitelikli haller şunları içerir:
Suçun silah kullanılarak işlenmesi,
Mağdurun kamu görevlisi olması,
Suçun birden fazla kişi tarafından organize bir şekilde işlenmesi,
Suçun çocuğa karşı işlenmesi.
Bu nitelikli hallerin varlığı halinde, fail daha ağır hapis cezaları ile karşı karşıya kalabilir. Suçun niteliği, failin suçu işleme şekli ve mağdurun durumu cezai yaptırımın artırılmasına neden olabilir.
Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçunda Mağdurun Rızası – Rızanın Ceza Üzerindeki Hukuki Etkileri
Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçunda mağdurun rızası önemli bir rol oynar. Eğer mağdur failin hareketine rıza göstermişse, suçun oluşması engellenebilir. Ancak mağdurun rızası, tehdit, baskı veya zorla alınmışsa bu rıza geçerli sayılmaz. Türk Ceza Kanunu’na göre, mağdurun özgür iradesiyle bir fiili kabul etmesi, failin cezai sorumluluğunu ortadan kaldırabilir. Ancak çocuklara karşı işlenen bu tür suçlarda mağdurun rızası dikkate alınmaz ve fail her durumda cezalandırılır.
Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçunda Delil ve İspat Yöntemleri – Ceza Davalarında Delil Toplama Süreci
Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılma suçunda delil toplama süreci, suçun ispatlanmasında kritik rol oynar. Delil olarak mağdurun beyanları, tanık ifadeleri, olay yeri incelemeleri ve kamera kayıtları kullanılabilir. Ayrıca, mağdurun zorla alıkonulduğunu gösteren izler veya tıbbi raporlar da delil olarak sunulabilir. Dijital ortamda işlenen suçlar için de mesajlaşmalar, sosyal medya yazışmaları ve telefon kayıtları gibi dijital deliller kullanılabilir. Delillerin eksiksiz toplanması, failin cezalandırılmasında büyük önem taşır.
Kişiyi Özgürlüğünden Yoksun Kılma Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2010/110E. 2010/161K. 29.06.2010 “Sanıklar Ozan, Olgun ve Mehmet'in, olaydan bir gün önce Ozan'a ait internet cafenin önünde meydana gelen olaydan sorumlu tuttukları mağdurlara ders vermek amacıyla, mağdur Bayram'ın evde olmadığı bir sırada geceleyin mağdurun rızasına aykırı olarak evinin kapı kilidini kırarak içeriye girip, mağdur Bayram'ı beklemeye başladıkları, mağdur Bayram'ın saat 20:30 sularında eve gelmesi üzerine hep birlikte mağduru darp ettikleri, yaralamanın konut içinde gerçekleşmesi nedeniyle bu eylemlerin devamı süresince gerçekleştirilen fiiller, doğal olarak mağdurun direncini yok ederek, bir yere gitmek veya bir yerde kalmak özgürlüğünü sınırlandırmış ise de, yaralama suçu esnasındaki bu davranışlarda, sanıkların mağdurların özgürlüklerini daralttıkları bilinç ve iradesiyle hareket ettikleri kabul edilemez, ancak, mağdur Bayram'ın bir gün önce gerçekleşen olayın faili olmadığının anlaşılması üzerine, bir gün önceki olayda bulunduğuna inanılan mağdur Cüneyt'in, mağdur Bayram'a telefonla aratılarak, gelmesinin istenmesi, mağdur Cüneyt'e ulaşılamaması nedeniyle, mağdur Bayram'ın evden ayrılmasına engel olunması, bilahare telefonunda cevapsız arama gören mağdur Cüneyt'in, Bayram'ı araması üzerine, mağdur Bayram'ın sanıklardan korkarak gerçek durumu, Cüneyt'e söylemeksizin eve gelmesini istemesi ve bu sırada da mağdur Bayram'ın özgürlüğünün rızasına aykırı olarak sanıklar tarafından kısıtlanması, bu mağdur açısından kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu oluşturmaktadır. Karşılıklı telefon irtibatından bir süre sonra mağdur Cüneyt'in, yanında arkadaşı olan ve olayla ilgisi bulunmayan Ayhan'la birlikte olay yerine gelmesi üzerine, sanıkların her iki mağdura saldırıp ellerindeki sopa ve telle yaralamaları, bu esnada her üç mağdurun evde tutulması, bir süre sonra mısırcı Oktay kim diyerek kardeşi Cüneyt'e, mağdur Oktay'a telefon ettirilerek Oktay'ın gelmesinin istenmesi, Oktay gelinceye kadar olayla ilgisi bulunmayan mağdur Ayhan'ın da, özgürlüğünün kısıtlanması olguları birlikte değerlendirildiğinde, bu mağdurlara karşı gerçekleştirilen yaralama ve akabinde diğer mağdur Oktay gelinceye kadar evde tutulmaları eylemlerinin 5237 sayılı TCY'nın 109/2-3-b maddesinde yaptırıma bağlanan özgürlüğü kısıtlama suçunu oluşturduğu, 5237 sayılı TCY'nın 43/2. maddesinin uygulanabil-mesi için tek bir fiille aynı suçun birden fazla mağdura karşı işlenmesi gerektiği, gerek mağdur Cüneyt'e gerekse olaydan habersiz olarak konuta gelen mağdur Ayhan'a yönelik hareketlerin tek fiil kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu itibarla Yargıtay C.Başsavcılığının, sanıkların mağdur Cüneyt ve Ayhan'a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemlerinde 5237 sayılı TCY'nın 43/2. maddesinin uygulanması gerektiğine ilişkin itiraz nedeninin yerinde olmadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.”
Comments