top of page

Kasten Öldürme Nedir? – Hukuki Tanım ve Kapsamı


yere doğru silah tutan el

Kasten öldürme, bir kişinin bilerek ve isteyerek başka bir kişinin yaşamına son vermesi anlamına gelir. Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen bu suç, en ağır cezai yaptırımlara tabidir. Kasten öldürme, basit bir suç olmayıp failin fiili bilinçli olarak gerçekleştirmesi, yani suçu bilerek ve sonuçlarını isteyerek işlemesi gerekir. Bu suça ilişkin cezalar, failin eyleminin niteliğine göre değişiklik gösterir.


Kasten Öldürme Suçunun Unsurları Nelerdir? – Suçun Gerçekleşmesi İçin Gerekli Şartlar

Kasten öldürme suçunun temel unsuru, fiilin kasten, yani bilerek ve isteyerek işlenmiş olmasıdır. Fail, mağdurun yaşamını sona erdirmek amacıyla hareket eder ve bu sonucu bilerek gerçekleştirmek için eylemde bulunur. Suçun unsurları şunlardır:

  1. Failin fiili bilerek işlemesi: Fail, mağdura zarar verme kastıyla hareket eder.

  2. Mağdurun ölümüne neden olma: Eylem sonucunda mağdur yaşamını kaybetmelidir.

  3. Nedensellik bağı: Failin eylemi ile mağdurun ölümü arasında doğrudan bir ilişki bulunmalıdır.

Kasten Öldürme Suçunda Ağırlaştırıcı Sebepler Nelerdir? – Nitelikli Haller ve Cezanın Artırılması

Kasten öldürme suçunun ağırlaştırıcı sebepleri, suçun işlendiği koşullara ve mağdurun durumuna bağlı olarak cezayı artıran nitelikli hallerdir. Nitelikli haller Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinde düzenlenmiştir. Bu haller arasında şunlar yer alır:

  • Suçun tasarlayarak işlenmesi,

  • Canavarca hislerle veya eziyet çektirerek işlenmesi,

  • Kamu görevlisinin görevini yapmasına engel olmak amacıyla işlenmesi,

  • Altsoya, üstsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmesi.

Bu nitelikli hallerde verilen ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilebilir.

Kasten Öldürme Suçunda Tahrik ve İndirici Sebepler – Haksız Tahrik Durumunda Ceza İndirimi

Kasten öldürme suçunda haksız tahrik, failin suç işleme anında ağır bir öfke ya da tahrik altında bulunması durumunda cezanın indirilmesine neden olabilir. Haksız tahrik, mağdurun fail üzerinde öfkeye yol açacak haksız bir hareket yapması durumunda gündeme gelir. Tahrik indirimi, failin suçunu mazur göstermek amacıyla değil, olayın koşullarını hafifletmek amacıyla uygulanır. Tahrik indirimi uygulanacaksa, failin alacağı cezada önemli ölçüde indirim yapılabilir.

Kasten Öldürme ile Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Yaralama Arasındaki Farklar – Hukuki Ayrımlar ve Yorumlar

Kasten öldürme suçu ile neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçu arasında önemli farklar vardır. Kasten öldürmede failin doğrudan öldürme kastı bulunurken, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralamada failin öldürme kastı yoktur, ancak eylemin sonucunda mağdur ölebilir. Yaralamaya bağlı olarak ölüm gerçekleşirse, fail neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçundan sorumlu olur ve bu durum ceza miktarını değiştirebilir.

Kasten Öldürme Suçunda Meşru Müdafaa Nedir? – Meşru Müdafaanın Şartları ve Hukuki Sonuçları

Kasten öldürme suçunda meşru müdafaa, bir kişinin kendisine veya bir başkasına yönelik haksız bir saldırıyı engellemek amacıyla zorunlu savunmada bulunması durumudur. Meşru müdafaa, failin cezai sorumluluktan kurtulmasını sağlayan bir durumdur. Ancak meşru müdafaa uygulanabilmesi için saldırının haksız, devam eden bir saldırı olması ve savunmanın orantılı olması gerekir. Meşru müdafaa şartları yerine getirilirse, fail kasten öldürme suçundan ceza almaz.

Kasten Öldürme Suçunda Ceza ve Yaptırımlar – Verilen Cezalar ve Hukuki Sonuçları

Kasten öldürme suçu, en ağır cezaların verildiği suçlardan biridir. Suçun basit hali için müebbet hapis cezası öngörülmüştür. Ancak suç nitelikli hallerde işlenirse, yani ağırlaştırıcı sebepler bulunursa, ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilir. Kasten öldürme suçunda cezanın niteliği ve süresi, olayın koşullarına, failin kastına ve nitelikli hallere göre değişiklik gösterir.

Kasten Öldürme Suçunda İspat ve Delil Yöntemleri – Ceza Davalarında Delil Toplama Süreci

Kasten öldürme suçunda ispat, ceza davalarının en önemli unsurlarından biridir. İspat sürecinde olay yeri incelemeleri, tanık ifadeleri, kamera kayıtları ve adli tıp raporları gibi deliller büyük önem taşır. Savcılık, failin suçunu ispat etmek için tüm delilleri toplamak ve mahkemeye sunmakla yükümlüdür. Ayrıca, delillerin eksiksiz ve hukuka uygun şekilde toplanması gerekir, aksi takdirde delil geçersiz sayılabilir.

Kasten Öldürme Suçuyla İlgili Yargıtay Kararları

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2019/631 E. 2021/547 K.  11.11.2021 “Bu düşünceden hareketle 5237 sayılı TCK'nın 29. maddesinde de haksız tahrik;

"Haksız bir fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altında suç işleyen kimseye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine onsekiz yıldan yirmidört yıla ve müebbet hapis cezası yerine oniki yıldan onsekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Diğer hâllerde verilecek cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadarı indirilir" şeklinde, ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak hüküm altına alınmıştır.

Ceza sorumluluğunu azaltan bir neden olarak düzenlenen haksız tahrik, kişinin haksız bir fiilin kendisinde meydana getirdiği hiddet ya da şiddetli elemin etkisi altında suç işlemesi durumunda kusur yeteneğindeki azalmayı ifade etmektedir. Bu hâlde fail, suç işleme yönünde önceden bir karar vermeden, dışarıdan gelen etkinin ruhsal yapısı üzerinde meydana getirdiği karışıklığın neticesi olarak bir suç işlemeye yönelmektedir. Bu yönüyle haksız tahrik, kusurun irade unsuru üzerinde etkili olan nedenlerden biridir. Başka bir anlatımla, haksız tahrik hâlinde failin iradesi üzerinde zayıflama meydana gelmekte, böylece haksız fiilin meydana getirdiği hiddet veya şiddetli elemin etkisi altındaki kişinin suç işlemekten kendisini alıkoyma yeteneği önemli ölçüde azalmaktadır.

Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış kararları ile öğretide de kabul gören görüşler doğrultusunda haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi için;

a) Tahriki oluşturan haksız bir fiil bulunmalı,

b) Fail öfke veya şiddetli elemin etkisi altında kalmalı,

c) Failin işlediği suç bu ruhsal durumunun tepkisi olmalı,

d) Haksız tahrik teşkil eden eylem mağdurdan sâdır olmalıdır.

01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, 765 sayılı Kanun'da yer alan "ağır – hafif tahrik" ayırımına son verilerek; tahriki oluşturan eylem, somut olayın özelliklerine göre hâkim tarafından değerlendirilip, sanığın iradesine etkisi göz önünde bulundurulmak suretiyle, maddede gösterilen iki sınır arasında belirlenen oranda cezasından makul bir indirim yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

Haksız tahrik hükmünün uygulanabilmesi açısından, failin suçu ilk haksız fiilin doğurduğu öfke veya şiddetli elemin etkisiyle işleyip işlememesi önemlidir. Mağdur ya da ölenden gelen haksız hareketin psikolojik etkisinin devam ettiğinin kabulünde zorunluluk bulunan hâllerde, haksız tahrik hükmünün uygulanması gerekmektedir.

Yerleşmiş yargısal kararlarda kabul edildiği üzere, gerek fail, gerekse mağdurun karşılıklı haksız davranışlarda bulunması hâlinde, tahrik uygulamasında kural olarak, haksız bir eylem ile mağduru tahrik eden fail, karşılaştığı tepkiden dolayı tahrik altında kaldığını ileri süremez. Ancak maruz kaldığı tepki, kendi gerçekleştirdiği eylemle karşılaştırıldığında aşırı bir hâl almışsa, başka bir deyişle tepkide açık bir oransızlık varsa, bu tepkinin artık başlı başına haksız bir nitelik alması nedeniyle fail bakımından haksız tahrik oluşturduğu kabul edilmelidir.

Karşılıklı tahrik oluşturan eylemlerin varlığı hâlinde, fail ve mağdurun yek diğeri yönünden tahrik oluşturan bu haksız davranışları birbirlerine oranla değerlendirilmeli, öncelik-sonralık durumları ile birbirlerine etki-tepki biçiminde gelişip gelişmediği göz önünde tutulmalı, ulaştıkları boyutlar, vahamet düzeyleri, etkileri ve dereceleri gibi hususlar dikkate alınmalı, buna göre; etki-tepki arasında denge bulunup bulunmadığı gözetilerek, failin başlangıçtaki haksız davranışına gösterilen tepkide aşırılık ve açık bir oransızlık saptanması hâlinde, failin haksız tahrik hükümlerinden yararlandırılması yoluna gidilmelidir.

Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konuları birlikte değerlendirildiğinde;

Sanık ...’nun olay tarihinde 50 yaşında olduğu, evli ve iki çocuğunun bulunduğu, Artvin’in ... ve Arhavi ilçelerinde petrol istasyonlarının bulunduğu, varlıklı bir iş adamı olduğu, maktul ...’ın olay tarihinde 30 yaşında olduğu, evli ve iki çocuğunun bulunduğu, otel kapıcılığı, bar fedailiği, kahvehane işletmeciliği gibi işlerle uğraştıktan sonra kahvehanesini kapattığı ve işsiz olduğu, sanığın yaklaşık 15 yıldır maktulü tanıdığı ve savunmasına göre yetim olan maktule akrabalık ilişkisi nedeniyle ve hayır yapmak maksadıyla yardımcı olduğu, maktule iş bulduğu, harçlık verdiği ve on binlerce lirayı bulan borçlarını ödediği, maktulün ve sanığın aralarındaki bu ilişkinin mahiyetinin tanık olarak dinlenen akrabaları ve arkadaşları tarafından da izah edilemediği, olaydan önceki 1 yıllık süre içerisinde sanıkla maktul arasında karşılıklı 192 görüşme yapıldığı, sanığın son bir yıl içinde görüştüğü 487 kişi içerisinde sıklık sırasına göre 6. sırada maktul ile görüştüğü, olay tarihinden 1 hafta önce 18.10.2016 tarihinde sanık ... ile maktulün Arhavi ilçesinde bulunan sanık ...'a ait petrol istasyonunda görüştükleri, CD çözümleme tutanağına göre sanık ...'ın maktule bir miktar para verdiği, maktulün ise bu parayı masanın üzerine bıraktığı, sanık ...'ın paraları masadan aldığı ve kasadan çıkardığı silahını beline takarak dışarı çıktığı, sanığın maktulden gelecek telefon aramalarına 26.09.2016 tarihinde engelleme koyduğu, maktulün de sanığın aramalarına engel koyduğu, olay günü hakkında kasten öldürme suçundan verilen beraat kararı Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşen inceleme dışı sanık ...'in, ...'da bulunan petrol istasyonunun ofis kısmında tek başına oturduğu sırada alkollü olduğu anlaşılan maktulün saat 22.07’de ...'in yanına gelerek sohbet etmeye başladığı, bir süre sonra maktulün ...'den telefon görüşmesi yapmak için cep telefonunu istediği ve onun telefonu ile sanık ...'ı arayıp “Abi 10 dakikaya eve gidiyorum, beni arayacaktın, aramadın" dediği, sanık ...'in maktulün kimi aradığını başlangıçta bilmediği, ancak abisi olan sanık ...'ın kendisini arayıp "O yanındaki orada ne yapıyor" diye sorması üzerine, ofiste otururken yanına geldiğini söylediği, maktulün neden kendisinin telefonundan arama yaptığını sorduğunda ise "Seni mi aradı?" diyerek maktule "Abimi neden aradın, abimle ne işin var?" diye çıkıştığı, abisinin telefonu kapatmasından sonra da maktulle bu hususta görüşmeye devam ettiği, sanık ...'ın kısa bir süre sonra ...'i tekrar arayıp maktulü kastederek "O orada mı?" diye sorup maktulün hâlâ ofiste olduğunu öğrenmesi üzerine "Geliyorum orada bekleyin" dediği ve saat 22.32’de ofise girerek maktule "Sen kimsin, sen ne diye benim kardeşimin telefonundan beni arıyorsun, burada ne işin var, verdiklerim yetmedi mi şerefsiz" diyerek iki kez ... attığı ve adli emanette kayıtlı tabancası ile maktule 5 el ateş ettiği, maktulün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmalarına bağlı kemik kırıkları, beyin doku harabiyeti ve beyin kanaması, iç organ ve büyük damar yaralanmasından kaynaklanan iç ve dış kanama sonucu öldüğü, maktulün kan ve idrarında alkol, uyuşturucu ve MDMA etken maddelerini bulunduğu anlaşılan olayda;

Olay sırasında maktulden kaynaklanan, sanığa yönelen ve haksızlık oluşturan herhangi bir söz ve eylem bulunmadığı, aksine sanığın tokatlayıp 'Şerefsiz' diyerek hakaret ettikten sonra silahla ateş ederek maktulü öldürdüğü, olay öncesine ilişkin olarak ise; mahiyeti ve sebebi sanık tarafından tatmin edici şekilde açıklanamayan para isteme ve alma eylemlerinin zora dayandığına ilişkin sanığın yargı mercilerine herhangi bir müracaatının olmadığı, maktulün tehditle kendisinden para aldığına şahit olduğunu bildirdiği tanık ...'ın sanığın bu iddialarını doğrulamaması, dinlenen diğer tanıkların da sanıkla maktul arasında husumet bulunmadığına aksine sık sık görüşüp iyi geçindiklerine ilişkin beyanda bulunmuş olmaları bir bütün hâlinde değerlendirildiğinde; sanık ... hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanma koşullarının bulunmadığı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesince sanık hakkında haksız tahrik hükmünün uygulanmamasına ilişkin olarak gösterilen gerekçenin yasal, yeterli ve dosya kapsamına uygun olduğu kabul edilmelidir.

Bu itibarla; haklı nedene dayanmayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.”

コメント


İLETİŞİM

Adres:Adalet Mah. Manas Bulvarı No:39 Folkart Towers B Kule Kat:34 İç Kapı No:3408

Bayraklı/İzmir

Tel: 0 232 400 21 26

Mobil:0 554 501 64 73

E-Posta: av.alaattinferhan@gmail.com

Çalışma Saatlerimiz:

Pazartesi-Cuma 09.00-18.00

Mesajınız için teşekkür ederiz.

Bizi Takip Edin!
  • Facebook
  • Instagram Sosyal Simge
  • LinkedIn Sosyal Simge
© Tüm Hakları Saklıdır.
bottom of page