Güveni Kötüye Kullanma Suçu Nedir? – Hukuki Tanım ve Kapsam
- Alaattin Ferhan
- 25 Eki 2024
- 4 dakikada okunur

Güveni kötüye kullanma suçu, bir kişinin kendisine belli bir amaçla emanet edilen malı veya parayı kötüye kullanması durumunda işlenen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesi kapsamında düzenlenen bu suç, failin mağdurun güvenini suistimal ederek, haksız bir kazanç elde etmesini veya mağdurun zarar görmesini amaçlar. Güveni kötüye kullanma suçu, genellikle ticari veya kişisel ilişkilerde ortaya çıkar ve mağdurun maddi kayıplar yaşamasına neden olur.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Unsurları Nelerdir? – Suçun Gerçekleşmesi İçin Gerekli Şartlar
Güveni kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için bazı unsurların varlığı gerekmektedir:
Emanet edilen malın varlığı: Failin kontrolüne bırakılan bir mal, para veya eşya söz konusu olmalıdır.
Emanet ilişkisinin olması: Fail ile mağdur arasında bir güven ilişkisi kurulmuş olmalıdır.
Malın amacı dışında kullanılması: Fail, kendisine emanet edilen malı kötüye kullanmalı, amacı dışında tasarrufta bulunmalıdır.
Bu unsurların varlığı, güveni kötüye kullanma suçunun işlenmiş olduğunu gösterir ve fail cezai yaptırımla karşı karşıya kalır.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunun Cezası Nedir? – Türk Ceza Kanunu'na Göre Ceza Miktarları
Türk Ceza Kanunu'nun 155. maddesine göre, güveni kötüye kullanma suçunu işleyen kişi, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası ile cezalandırılır. Ancak suçun nitelikli hallerde işlenmesi durumunda ceza daha da ağırlaştırılabilir. Örneğin, failin suçu kamu görevlisi olarak veya ticari bir ilişkinin parçası olarak işlemesi cezayı artıran unsurlar arasında yer alır. Ayrıca failin eylemi nedeniyle mağdurun büyük maddi zararlar görmesi halinde ceza miktarı artabilir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Ağırlaştırıcı Sebepler Nelerdir? – Cezayı Artıran Nitelikli Haller
Güveni kötüye kullanma suçunda bazı ağırlaştırıcı sebepler cezayı artırıcı unsurlar olarak kabul edilir. Nitelikli haller şunları içerir:
Kamu görevlisinin suçu işlemesi: Suçun kamu görevlisi tarafından, görevinin verdiği yetkiyle işlenmesi cezayı artırır.
Ticari ilişki sırasında işlenmesi: Suç, ticari bir ilişki veya sözleşme sürecinde işlenmişse ceza daha ağır olabilir.
Malın değeri: Suçun konusu olan malın değeri büyükse veya mağdurun maddi zararı büyükse, failin cezası artırılır.
Bu nitelikli haller, failin alacağı hapis cezasının miktarını artıran önemli unsurlar arasında yer alır.
Basit Güveni Kötüye Kullanma ile Nitelikli Güveni Kötüye Kullanma Arasındaki Farklar – Hukuki Ayrımlar ve Yaptırımlar
Basit güveni kötüye kullanma, failin mağdurun kendisine güvenerek emanet ettiği malı kötüye kullanması durumunda meydana gelir. Nitelikli güveni kötüye kullanma ise, suçu işleyen kişinin kamu görevlisi olması, ticari bir ilişki içinde suçu işlemesi ya da suçu organize bir şekilde yapması durumunda oluşur. Nitelikli güveni kötüye kullanma suçları, daha ağır cezalarla karşılanırken, basit güveni kötüye kullanma suçları genellikle daha hafif hapis ya da adli para cezalarıyla sonuçlanabilir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Şikayet ve Zaman Aşımı Süresi – Şikayetin Ceza Üzerindeki Etkisi
Güveni kötüye kullanma suçu, mağdurun şikayeti üzerine soruşturulan bir suçtur. Mağdur, suçu öğrendiği andan itibaren 6 ay içinde yetkili makamlara şikayette bulunmalıdır. Eğer şikayet süresi içinde yapılmazsa dava açılamaz. Ayrıca güveni kötüye kullanma suçunda zaman aşımı süresi genel olarak 8 yıldır. Bu süre içinde dava açılmadığı takdirde suçun cezası zaman aşımına uğrar ve fail cezai yaptırımdan kurtulabilir.
Sosyal Medya ve Dijital Platformlarda Güveni Kötüye Kullanma Suçu – Online Ortamda Hukuki Sonuçlar
Güveni kötüye kullanma suçu, sosyal medya ve dijital platformlarda da işlenebilir. Özellikle online ticaret veya dijital ortamda emanet edilen verilerin kötüye kullanılması, bu suçu oluşturabilir. Dijital platformlarda işlenen güveni kötüye kullanma suçları da Türk Ceza Kanunu kapsamında cezalandırılır. Online ortamda bu suçun işlenmesi durumunda, elektronik izler, mesajlaşmalar ve dijital belgeler delil olarak kullanılabilir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçunda Delil ve İspat Yöntemleri – Ceza Davalarında Delil Toplama Süreci
Güveni kötüye kullanma suçunda delil toplama süreci, failin mağdurun güvenini kötüye kullanarak haksız kazanç elde ettiğini kanıtlamaya yöneliktir. Tanık ifadeleri, yazılı belgeler, sözleşmeler ve dijital kanıtlar bu suçun ispatlanmasında önemli rol oynar. Özellikle ticari ilişkilerde işlenen suçlar için, sözleşme metinleri ve mali belgeler delil niteliği taşır. Dijital platformlarda işlenen suçlar içinse, mesajlaşmalar, e-postalar ve diğer elektronik deliller kullanılabilir.
Güveni Kötüye Kullanma Suçu ile İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2020/5236E. 2020/7918K. 08.09.2020 “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılana ait şirketten kiraladığı aracı kullanım süresi sonunda iade etmediği olayda, eylemin sübut halinde TCK 155/1. maddesinde düzenlenen basit güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacağı ve bu suçun hükümden sonra 02.12.2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK'nın 253. ve 254. madde fıkraları gereğince uzlaştırmaya tabi olduğu anlaşılmakla, uzlaştırma işlemleri için, gereği yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA,”
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2018/7684E. 2020/5090K. 09.06.2020 “Olay tarihinde katılanın......i sitesinde ticari faaliyette bulunduğu, 2014 yılı içerisinde... ilçesinde arıtma ve altyapı çalışmaları sırasında yanında çalışan sanığa iş sırasında kullanılması için 10 tonluk demirden yapılma su tankını verdiği, fakat sanığın iş bitmesine rağmen aldığı su tankını katılana iade etmediği olayda, sanık ile katılan arasında bir iş ilişkisi bulunması ve davaya konu tankın bu iş ilişkisi çerçevesinde sanığa teslim edilmesi karşısında eylemin uzlaşma kapsamında olan TCK 155/2. maddesinde düzenlenen hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçu kapsamında kalmasına rağmen vasıfta hataya düşülerek güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,”
Komentáře