Türk Borçlar Kanunu'na Göre Kefaletin Sona Ermesi: Tüm Yönleriyle Hukuki İnceleme (TBK m. 598-602)
- Alaattin Ferhan
- 6 Kas 2024
- 4 dakikada okunur

Kefalet sözleşmesi, borçlunun borcunu ödememesi durumunda alacaklının zararını karşılamak için üçüncü bir kişi olan kefilin borcu üstlenmesini sağlayan bir güvence türüdür. Türk Borçlar Kanunu (TBK) m. 598-602, kefaletin sona ermesiyle ilgili düzenlemeleri içerir. Kefalet sözleşmesi, asıl borca bağlı olarak fer’i bir niteliğe sahip olsa da, kanun kefaletin sona ermesi için çeşitli sebepler öngörmüştür. Bu yazıda, kefaletin sona erme sebeplerini detaylı bir şekilde ele alacak ve ilgili kanun maddelerini inceleyeceğiz.
Kefaletin Fer'i Niteliği: Asıl Borca Bağlı Sona Erme Sebepleri
Kefalet sözleşmesi, asıl borca bağlı bir teminat niteliğindedir. Bu nedenle asıl borcun herhangi bir sebeple sona ermesi, kefaletin de sona ermesine yol açar. Türk Borçlar Kanunu'nun 598. maddesi, kefaletin asıl borca bağlı olarak sona ermesini düzenler.
Türk Borçlar Kanunu Madde 598/I:" Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur."
Bu hüküm, kefaletin fer’i bir borç olduğunu ve asıl borcun sona ermesi durumunda kefaletin de sona ereceğini açıkça ifade eder. Asıl borcun ödenmesi, borcun ifası, takas, yenileme (tecdit) veya imkânsızlık gibi sebeplerle sona ermesi durumunda, kefalet de kendiliğinden sona erer.
Kefaletin Bağımsız Sona Erme Sebepleri: Süre ve Diğer Hükümler
Kefaletin sona ermesi yalnızca asıl borca bağlı değildir. Kefalet sözleşmesi, asıl borç sona ermese bile belirli bir sürenin dolması veya taraflar arasında kararlaştırılan şartların gerçekleşmesiyle sona erebilir. Türk Borçlar Kanunu'nun 598. maddesi bu durumu da kapsar ve kefaletin süresi ile ilgili önemli düzenlemeler içerir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 598/III: "Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar."
Bu düzenleme, kefaletin süresiz şekilde devam etmesini engelleyerek gerçek kişi kefillerin korunmasını amaçlar. Buna göre, gerçek kişi kefiller, kefalet sözleşmesinin imzalanmasından itibaren on yılın sonunda kefalet yükümlülüklerinden kurtulurlar. Bu hüküm, süresiz kefaletlerde kefilin uzun süreli bir sorumluluk altında kalmasını önlemek amacıyla getirilmiştir.
Süresiz Kefaletin ve Diğer Kefalet Türlerinin Sona Ermesi
Türk Borçlar Kanunu m. 599'da süresiz kefaletin sona erme şartları düzenlenmiştir. Bu madde, kefaletin belirli bir süre ile sınırlı olmadığı hallerde bile kefaletin ne zaman sona ereceğine dair hükümler içerir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 599: "Gelecekte doğacak bir borca kefalette, borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra önemli ölçüde bozulmuşsa veya mali durumunun, kefalet sırasında kefilin iyiniyetle varsaydığından çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir."
Bu hüküm, gelecekte doğacak borçlara kefalet verilmesi durumunda, kefilin on yıl boyunca sorumlu tutulabileceğini belirtir. Ancak bu sürenin sonunda kefil artık takip edilemez hale gelir. Gelecekteki borçlar için verilen kefaletlerde, borcun doğuşundan itibaren on yıllık süre geçtikten sonra kefilin sorumluluğu sona erer.
Kefaletten Dönme Hakkı ve İstisnalar
Türk Borçlar Kanunu m. 595’e göre, kefilin kefaletten dönme hakkı vardır. Bu hak, kefalet sözleşmesi kurulurken tarafların öngöremediği veya kefilin sorumluluğunu aşırı şekilde artıran değişikliklerin meydana gelmesi durumunda kullanılabilir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 595: "Kefil, aşağıdaki durumlarda asıl borçludan güvence verilmesini ve borç muaccel olmuşsa, borçtan kurtarılmasını isteyebilir:
1. Asıl borçlu, kefile karşı üstlendiği yükümlülüklere, özellikle belli bir süre içinde kendisini borçtan kurtarma vaadine aykırı davranmışsa.
2. Asıl borçlu temerrüde düşmüşse veya yerleşim yerini diğer bir ülkeye nakletmesi yüzünden takibat önemli ölçüde güçleşmişse.
3. Asıl borçlunun mali durumunun kötüleşmesi, güvencelerin değer kaybetmesi veya borçlunun kusuru sonucunda kefil için mevcut tehlike, kefaletin yapıldığı tarihe göre önemli ölçüde artmışsa."
Bu hüküm, kefilin menfaatlerini korumak amacıyla getirilmiştir. Borç ilişkisinde kefilin yükümlülüklerini aşırı şekilde ağırlaştıran durumlar ortaya çıkarsa, kefil bu hükme dayanarak kefaletten dönebilir ve kefalet sorumluluğundan kurtulabilir. Örneğin, borçlunun ödeme güçlüğüne düşmesi ya da borcun kapsamının genişletilmesi gibi durumlar kefilin sorumluluğunu artırabileceği için kefil bu haktan yararlanabilir.
Kefalet Sözleşmesinin Sona Erme Sebepleri
Kefalet sözleşmesi, yalnızca yukarıda belirtilen kanuni sebeplerle değil, tarafların sözleşme hükümlerine bağlı olarak da sona erebilir. Taraflar arasında kefalet süresi veya kefaletin sona erme şartları sözleşmede açıkça belirlenmişse, bu koşullar gerçekleştiğinde kefalet kendiliğinden sona erer.
Türk Borçlar Kanunu Madde 601: "Süreli olmayan kefalette kefil, asıl borç muaccel olunca, adi kefalette her zaman ve müteselsil kefalette ise, kanunun öngördüğü hâllerde, alacaklıdan, bir ay içinde borçluya karşı dava ve takip haklarını kullanmasını, varsa rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçmesini ve ara vermeden takibe devam etmesini isteyebilir.
Borç, alacaklının borçluya yapacağı bildirim sonucunda muaccel olacaksa kefil, kefalet sözleşmesinin kurulduğu tarihten bir yıl sonra alacaklıdan, bu bildirimi yapmasını ve borç bu suretle muaccel olunca, yukarıdaki fıkra hükümleri uyarınca takip ve dava haklarını kullanmasını isteyebilir.
Alacaklı, kefilin bu istemlerini yerine getirmezse, kefil borcundan kurtulur.”
Bu düzenlemeye göre, taraflar kefaletin sona erme şartlarını sözleşme ile belirleyebilirler. Asıl borç sona erdiğinde veya taraflarca belirlenen süre dolduğunda kefalet otomatik olarak sona erer. Kefaletin sona ermesi, taraflar arasında ortaya çıkabilecek uyuşmazlıkları önleyici bir unsur olarak önem taşır.
Kefaletin Zamanaşımına Uğraması
Kefilin alacaklıya karşı olan yükümlülükleri belirli bir süre sonunda zamanaşımına uğrar. Kefaletin zamanaşımı süresi asıl borca bağlıdır Asıl borç için öngörülen zamanaşımı süresi dolduğunda kefilin sorumluluğu da sona erer. Kefaletin zamanaşımı süresi, borç ilişkisinin niteliğine göre değişiklik gösterebilir ve genellikle on yıl ile sınırlıdır.
Sonuç
Türk Borçlar Kanunu’na göre kefaletin sona ermesi, çeşitli sebeplere dayanabilir. Kefalet, asıl borcun sona ermesiyle veya kanun ve sözleşme hükümlerine bağlı olarak sona erebilir. Kefaletin süresi, taraflar arasında belirlenen şartlara göre sınırlı olabilirken, gerçek kişi kefiller için on yıllık bir süre sınırı öngörülmüştür. Ayrıca kefaletin zamanaşımı süresi dolduğunda kefilin sorumluluğu sona erer. Türk Borçlar Kanunu m. 598-602, kefaletin sona erme koşullarını belirleyerek kefilin haklarını koruma altına alır ve kefaletin uzun süreli bir yükümlülük haline gelmesini önlemektedir.
Comentarios