Cezai Şart Nedir? – Sözleşmelerde Cezai Şartın Tanımı ve Önemi
- Alaattin Ferhan
- 31 Eki 2024
- 8 dakikada okunur

Cezai şart, bir sözleşmenin taraflarından birinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda, karşı tarafa ödenmesi gereken belirli bir bedeldir. Sözleşmelerde cezai şart, tarafların anlaşma şartlarına uymaması halinde zarar gören tarafı korumayı amaçlar. Özellikle ticari sözleşmelerde, sözleşmeye aykırı davranışlar sonucu ortaya çıkan maddi ve manevi zararların telafi edilmesi için cezai şart hükümleri sıklıkla kullanılır.
Sözleşmelerde Cezai Şart Nasıl Belirlenir? – Hukuki Şartlar ve Uygulamalar
Cezai şart, sözleşmenin hazırlanması aşamasında taraflar arasında belirlenir ve açık bir şekilde sözleşmeye yazılır. Cezai şartın geçerli olabilmesi için, sözleşmede net bir şekilde ifade edilmiş olması ve hangi şartlar altında uygulanacağının belirtilmesi gerekir. Bu nedenle, cezai şartın açıkça belirlenmesi, taraflar arasındaki anlaşmazlıkları önlemeye yardımcı olur.
Cezai Şartın Geçerli Olabilmesi İçin Şartlar Nelerdir? – Cezai Şartın Hukuki Dayanakları
Cezai şartın geçerli olabilmesi için bazı hukuki şartlar vardır. Öncelikle, sözleşme taraflarının cezai şart üzerinde anlaşmış olmaları ve bu şartın sözleşmeye dahil edilmesi gerekmektedir. Ayrıca cezai şart, tarafların iradesine aykırı olmamalı ve kamu düzenine, kanuna aykırı hükümler içermemelidir. Eğer cezai şart, aşırı ya da taraflar arasında dengesiz bir yükümlülük yaratıyorsa, mahkemeler bu şartı geçersiz sayabilir veya indirim uygulayabilir.
Cezai Şart Hangi Durumlarda Uygulanır? – Cezai Şartın Devreye Girdiği Haller
Cezai şart, sözleşmede belirlenen yükümlülüklerin ihlali durumunda devreye girer. Örneğin, bir iş sözleşmesinde belirlenen teslim tarihine uyulmaması veya bir kira sözleşmesinde kiracının belirli sorumluluklarını yerine getirmemesi cezai şartın uygulanmasını gerektirebilir. Cezai şart, genellikle sözleşmenin ihlal edildiği durumlarda zarar gören tarafın tazminat talep etmesine olanak tanır.
Sözleşmede Cezai Şartın İptali Mümkün mü? – Cezai Şartın Geçersiz Sayılması
Cezai şartın iptali, bazı durumlarda mümkündür. Mahkemeler, cezai şartın adil olmadığını veya taraflardan birine aşırı bir yük getirdiğini tespit ederse, cezai şartı iptal edebilir ya da indirime gidebilir. Özellikle kamu düzenine aykırı hükümler içeren cezai şartlar geçersiz sayılır. Sözleşmede yer alan cezai şartın iptali için, tarafların bu durumu mahkemeye taşıması ve hukuki süreç başlatması gerekmektedir.
Cezai Şart ve Tazminat Arasındaki Farklar – Tazminat ve Cezai Şartın Hukuki Ayrımı
Cezai şart ve tazminat, sözleşme ihlali durumlarında uygulanan iki farklı hukuki çözüm yoludur. Cezai şart, sözleşmede önceden belirlenmiş bir bedel olup, sözleşme ihlal edildiğinde doğrudan ödenir. Tazminat ise, ihlal sonucunda ortaya çıkan zararın mahkeme tarafından değerlendirilmesi ve zararın boyutuna göre belirlenmesi ile ödenir. Cezai şart, tazminattan farklı olarak sözleşme taraflarının belirlediği bir miktar olup, çoğu zaman zarar doğmasa bile uygulanabilir.
Ticari Sözleşmelerde Cezai Şart Nasıl Kullanılır? – Ticari Hayatta Cezai Şart Uygulamaları
Ticari sözleşmelerde cezai şart, taraflar arasındaki yükümlülüklerin yerine getirilmesini güvence altına almak amacıyla kullanılır. Özellikle ticari işletmeler arasında yapılan büyük çaplı anlaşmalarda, cezai şart hükümleri anlaşmanın güvenliğini sağlar. Teslimat tarihlerinin gecikmesi, ödemelerin zamanında yapılmaması veya sözleşme hükümlerine aykırı davranışlar, ticari sözleşmelerde cezai şartın devreye girdiği başlıca durumlardır.
Cezai Şartın İndirilmesi Nedir? – Mahkemelerce Cezai Şartın İndirilmesi Koşulları
Cezai şart, aşırı yükümlülükler içeriyorsa, mahkemeler cezai şartın indirilmesine karar verebilir. Bu durum, cezai şartın taraflar arasında dengesiz bir durum yaratması ya da ihlalin zararla orantısız bir tazminat talebi oluşturması durumlarında gündeme gelir. Cezai şartın indirilmesi, mağdur tarafın zararını telafi etmeye devam ederken, yükümlü tarafın aşırı cezalandırılmasını önlemeyi amaçlar.
Cezai Şart ile İlgili Yargıtay Kararları – Örnek Kararlar ve Yargıtay Uygulamaları
Cezai şart uygulamaları ile ilgili olarak Yargıtay, birçok emsal karar vermiştir. Bu kararlar, cezai şartın nasıl uygulanması gerektiği, ne tür durumlarda geçerli sayılacağı ve hangi durumlarda iptal edilebileceği konusunda önemli içtihatlar oluşturur. Yargıtay kararları, cezai şart davalarında mahkemelere yol gösterici niteliğe sahiptir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2022/490 E. 2022/1184 K. “Cezai şartın, kanundaki ifadesi ile ceza koşulunun istenebilmesi için sözleşmede buna ilişkin bir hüküm bulunması gerekir. Sözleşmede kararlaştırılmamış olsa dahi temerrüt hâlinde TBK’nın 125/1. maddesi hükmünce alacaklı gecikme tazminatı talep edebilir ise de, ceza koşulunun istenebilmesi için sözleşmede bununla ilgili açık hüküm bulunması şarttır.20. Cezai şartın esas itibariyle iki temel amacı (işlevi) bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri ise, borcun ihlâli hâlinde borçlu tarafından ödenecek tazminatı önceden ve götürü olarak belirlemektir. Bu iki temel amacı dışında, cezai şartın (ceza koşulunun) diğer bir amacı da, ifayı engelleyen cezai şartta (dönme/fesih cezasında) borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır [Kocaağa, Köksal: Ceza Koşulu (Sözleşme Cezası), Ankara 2018, s. 31-33].21. Cezai şart, somut olayda uygulanması gereken ve uyuşmazlığın ortaya çıktığı tarihte yürürlükte bulunan TBK’nın 179–182. maddelerinde düzenlenmiştir.22. Türk Borçlar Kanunu’nun 179. maddesi:“…Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir.Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır…” düzenlemesini içermektedir.23. Maddenin birinci bendinde seçimlik cezai şart düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâlinde ödenmek üzere cezai şart vaad edilmiş ve aksi de sözleşmede öngörülmemiş ise alacaklı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir. Seçimlik cezai şartta alacaklı seçimlik bir yetkiye sahiptir. Buna göre o şartın gerçekleşmesi yani borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi durumunda ya asıl edimin ifasını ister ya da bundan vazgeçerek cezai şartın ödenmesini talep eder. Seçimlik cezai şartta alacaklı hem asıl edimin ifasını hem de cezai şartın ödenmesini isteyemeyecektir. Örneğin, satıcının sattığı malı teslim etmemesi hâlinde alıcının mal yerine belli bir miktar para ceza koşulu isteyebileceği kararlaştırılmışsa, alıcı ister malın teslimini, isterse ceza koşulunu isteyebilir. Görüldüğü üzere burada seçimlik bir hak söz konusu olup, alacaklı ancak ya asıl borcun ifasını ya da ceza koşulunun ödenmesini isteyebilir; alacaklı aynı anda hem asıl borcun ifasını hem de ceza koşulunun ödenmesini kural olarak isteyemez. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, asıl borcun sonraki imkânsızlık nedeniyle ifâ imkânının ortadan kalkması hâlinde, alacaklıya tanınmış olan bu seçim hakkı bir anlam ifade etmez. Asıl borcun ifası imkânsız olduğunda, alacaklı koşulları varsa yalnızca tazminat isteme hakkına sahip olur. Buna göre alacaklı, ya zararının tazmin edilmesini ya da ceza koşulunun ödenmesini ister.24. Buradaki “seçimlik” ifadesinden, ceza koşulu ile asıl borç arasındaki ilişkinin, seçimlik borçlarda yer alan birden çok edim arasındaki ilişkiye benzediği sanılmamalıdır. Asıl borç ile ceza koşulu arasında gerçek anlamda bir seçimlik borç (alacak) ilişkisi söz konusu olmayıp, yalnızca alacaklıya tanınmış bir seçim hakkı söz konusudur. Bunun önemi şu noktada ortaya çıkar: Borçlu asıl borcun ifasıyla yükümlü olmakla birlikte, alacaklı asıl borcun ifasından vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini istediğini borçluya bildirebilir. Borçlu ceza koşulu kendisinden istenmedikçe yalnız asıl borcu ifa edebilir. Bu seçim hakkı, teknik anlamdaki seçimlik borçtan (alacaktan) farklıdır (Kocaağa, s. 133-136).25. İkinci bentte düzenlenen ifaya ekli cezai şartta ise alacaklı, açıkça feragat etmiş veya ifayı kayıtsız şartsız kabul etmiş olmadıkça, hem sözleşmenin ifasını hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilir.26. Dönme (fesih) cezası olarak da adlandırılan ifayı engelleyen cezai şart ise maddenin üçüncü bendinde hükme bağlanmıştır. Burada borçlunun cezai şartı ödemek suretiyle tek taraflı olarak sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunu ispat yetkisi saklı tutulmuştur. Böylece borçlu, alacaklı ile yaptığı anlaşmada dilerse sözleşmeden dönmeyi ve alacaklıya sadece cezai şart ödemeyi kararlaştırabilir. Bu tür cezai şartta borçlu cezayı ödemek suretiyle sözleşmeden dönebileceği gibi, alacaklı da sadece cezai şartın ödenmesini talep edebilir. Bu durumda artık alacaklı borçludan asıl edimin ifasını isteyemeyecektir.27. Seçimlik ve ifaya eklenen ceza koşulu, borçlunun borcunu ihlâl etmesine karşı alacaklıya bir talep hakkı sağlarken, dönme cezası borcun ihlâli koşulu aranmaksızın, belirli bir meblağı ödemek suretiyle borçluya sözleşmeyi sona erdirme imkânı verir. Borçlu, borca aykırı davranışı bulunmasa bile, ceza koşulunu ödeyerek sözleşmeyi ortadan kaldırabilir. Burada asıl borcun ifasının yerini dönme (fesih) cezası almaktadır. Bundan dolayı dönme cezasının, asıl borcun alacaklı lehine ifasını teminat altına almak gibi bir işlevinin bulunmadığı, aksine onu zayıflatıcı rol oynadığı söylenebilir. Gerçekten, “borcumu ifa etmekten vazgeçersem 1.000TL ödeyeceğim” ifadesinde yerini bulan dönme cezasında asıl borcun ifasının teminat altına alınması suretiyle alacaklının hukukî durumunun güçlendirilmesi değil, aksine dönme cezasını ödemek ve sözleşmeden dönmek (veya sözleşmeyi feshetmek) suretiyle borçlunun durumunun iyileştirilmesi söz konusudur (Kocaağa, s. 145-154).28. Cezai şarta ilişkin hükümler emredici nitelikte değildir. Taraflar bunların aksini kararlaştırabilirler. Borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi dışında kalan diğer borca aykırılık hâlleri için ifaya eklenen ceza koşulu kararlaştırabilecekleri gibi; bu iki ihlâl durumu için seçimlik ceza koşulu da kararlaştırabilirler. Örneğin satıcının ayıplı mal teslim etmesi hâlinde, alacaklıya hem ayıpsız bir mal teslim edileceği hem de ceza koşulu ödeneceği kararlaştırılabilir. Ayrıca tarafların, ceza koşulu anlaşmasında, seçimlik ceza koşulu ile ifaya eklenen ceza koşuluna birlikte yer vermeleri de mümkündür (Kocaağa, s. 138-139). İstisnası cezanın tenkisiyle (indirilmesiyle) ilgili TBK’nın 182. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin birinci bendinde ceza miktarını tarafların serbestçe belirleyebilecekleri belirtildikten sonra, üçüncü bendinde bu ceza miktarının hâkim kararı ile azaltılabileceği öngörülmüştür.29. Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesinde ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir denilmek suretiyle ifaya ekli cezayı düzenlemiştir. Bu cezaya, gecikme cezası da denmektedir.30. Anılan hükme göre borçlunun borca aykırı davranışı hâlinde, alacaklı hem aynen ifayı, hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilecektir. Bu nedenle, burada ceza koşulunun aynen ifaya ilave olarak (kümülatif) talep edilebilmesi olanaklıdır. Örneğin, bir inşaat sözleşmesinde yüklenici, işin teslim edilmesi gerektiği tarihten itibaren geciktiği her gün için iş sahibine 10.000TL ceza koşulu ödemeyi taahhüt etmişse, yüklenicinin borcunu ifada gecikmesi hâlinde, iş sahibi hem gecikilen her gün için 10.000TL ceza koşulunu hem de inşaatın bitirilmesini isteyebilir. İfaya eklenen ceza koşulu, özellikle borcun geç ifa edilmesi hâlinde uygulanır ve uygulamada en çok rastlanan ceza koşulu türüdür.31. Ceza koşulunun amacı da onun ifaya eklenen nitelikte olup olmadığının tespitinde önemli rol oynayabilir.32. Borçlunun borca aykırı davranışı hâlinde alacaklının ifaya ek olarak talep ettiği alacak bir ceza koşulu alacağı ise, zarar koşulunu gerektirmez. Alacaklı borçlunun borca aykırı davranışı nedeniyle zarara uğramasa dahi kararlaştırılan ceza koşulunu talep edebilir.33. İfaya ekli cezai şartın istenebilmesi için sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olmadıkça gecikmiş ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemesi gerekir. Aksi hâlde cezai şartı isteme hakkı düşer.34. Cezayı isteme hakkının saklı tutulması (çekince, ihtirazı kayıt), yenilik doğuran bir irade beyanı olup, ifa anında açıkça yapılmalıdır. Saklı tutma, teslim-kabul tutanağına düşülecek bir kayıtla veya ifayı kabulden önce yapılacak yazılı bildirimle yahut iş bedelinin ceza alacağı kesilerek ödenmesi gibi buna delalet eden bir eylem veya işlem ile gerçekleştirilebilir.35. Açık feragat ise, borçluya yöneltilen ve varması gereken bir irade beyanıyla veya sözleşmeye önceden ifanın çekincesiz kabul edileceğine ilişkin bir hükmün konulmasıyla olur. Bazen de, çekincenin varlığı bazı koşulların gerçekleşmesine bağlanabilir (Selimoğlu, Yaşar Engin; Eser Sözleşmesi, 4. Baskı, Ankara 2017, s. 350-353).36. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 29.06.2021 tarihli ve 2017/(13)3-2245 E., 2021/880 K. sayılı kararında da değinilmiştir.37. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, taraflar arasında 01.09.2012 tarihinde su ürünleri satış sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 8/8. maddesinde düzenlenen “Alıcı tarafından mail yolu ile bildirilen siparişlerine konu malların 72 saat içerisinde mücbir sebepler hariç teslim edilememesi veya edilmemesi durumunda satıcı tarafından her bir sipariş için ayrı ayrı ve her saat başına ayrı ayrı 100,00 USD (Yüz Elli Amerikan Doları) cezai şart bedeli ödeyecektir. İş bu gecikmelere ilişkin hususun tespiti alıcı tarafından gönderilen mail kayıt saati ve teslim yerlerinde ... kayıtları esas alınacaktır. Alıcı taraf cezai şart bedelleri için ait olduğu aya fatura kesmemesi hiçbir şekilde bu talebinden feragat ettiği anlamında değerlendirilmeyecektir.” hükmünün ifaya ekli cezai şart mahiyetinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.38. Türk Borçlar Kanunu’nun 179/2. maddesinde ise, az yukarıda da açıklandığı üzere ifaya ekli cezai şartın istenebilmesi için, bu haktan açıkça feragat edilmemiş veya ifanın çekincesiz olarak kabul edilmemiş olması gerekmektedir.39. Dosya içerisinde yer alan su ürünlerine ilişkin tebellüğ ve teslim fişleri incelendiğinde, malların asıl davada davacı şirket çalışanı ... tarafından sipariş talimatına uygun ve ayıpsız olarak teslim alındığı belirtilmiş olup, tebellüğ ve teslim fişlerinde, asıl davada davacı şirket kaşesi ile birlikte şirket çalışanı ...’ın imzası yer almaktadır.40. Bu durumda asıl davada davacı şirketin, sözleşme ilişkisinin devamı süresince ifayı çekince koymadan kabul ettiği, bir başka deyişle cezai şart talep etme hakkını saklı tutmadığı anlaşılmakla cezai şart talebi yerinde değildir. Her ne kadar taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8/8. maddesinin son cümlesinde, alıcının cezai şart bedelleri için ait olduğu aya fatura kesmemesi, hiçbir şekilde bu talebinden feragat ettiği anlamında değerlendirilemeyeceği düzenlenmiş ise de, gecikme nedeniyle cezai şart alacağına ilişkin fatura kesilmesi, ifanın ihtirazi kayıtla kabul edilmesine bağlı olup, ihtirazi kayıtla ifanın kabul edilmesi hâlinde aylık fatura düzenlenmemesi bu talepten feragat edildiği anlamına gelmeyecektir. İfayı ihtirazı kayıt koymadan kabul eden asıl davada davacı şirketin sözleşmenin 8. maddesi uyarınca cezai şart alacağı doğmadığından, bölge adliye mahkemesince cezai şart alacağına hükmedilmesi yerinde değildir.”
Cezai Şartla İlgili Dava Nasıl Açılır? – Cezai Şart Davalarının Hukuki Süreci
Cezai şartın uygulanmaması ya da geçersiz sayılması durumunda taraflar, cezai şart hükümlerine dayalı dava açabilirler. Bu davalarda, taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesi, cezai şartın hukuka uygun olup olmadığının değerlendirilmesi ve sözleşme şartlarına uygun olup olmadığı belirlenir. Dava açarken sözleşmenin geçerliliği, ihlal edilen yükümlülükler ve cezai şartın tutarını belirten belgelerin eksiksiz sunulması önemlidir.
Comments