Türk Borçlar Kanununa Göre Satış Sözleşmesinde Hasarın Geçişi: Hukuki ve Ekonomik Etkiler
- Alaattin Ferhan
- 6 Kas 2024
- 3 dakikada okunur

Satış sözleşmeleri, günlük hayatın en temel hukuki işlemlerinden biridir. Bu tür sözleşmelerde önemli bir kavram olan "hasarın geçişi", özellikle satıcı ve alıcı arasında malların teslimi sırasında meydana gelen risklerin nasıl dağıtılacağını belirler. Bu yazıda, Türk Borçlar Kanunu'nda (TBK) satış sözleşmesinde hasarın geçişi ile ilgili düzenlemeleri inceleyecek ve bu değişikliklerin satıcı ile alıcı arasındaki sorumlulukları nasıl etkilediğini değerlendireceğiz.
Hasarın Geçişi Nedir?
Hasarın geçişi, satılan malın sözleşmenin kurulmasıyla veya malın zilyetliğinin devri anında meydana gelen bir hasarın hangi tarafça üstlenileceğini belirler. Bu, özellikle satılan malın beklenmedik sebeplerle zarar görmesi, bozulması veya tamamen yok olması gibi durumlarda devreye giren bir kavramdır. Türk Borçlar Kanunu'nun 208. maddesi, satış sözleşmelerinde hasarın geçişini düzenleyen temel hükümleri içermektedir.
Türk Borçlar Kanunu Madde 208: “Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.
Taşınır satışlarında, alıcının satılanın zilyetliğini devralmada temerrüde düşmesi durumunda zilyetliğin devri gerçekleşmişçesine satılanın yarar ve hasarı alıcıya geçer.
Satıcı alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse, yarar ve hasar, satılanın taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer”
Bu düzenleme, zilyetliğin devri ile hasarın alıcıya geçtiğini açıkça ortaya koymaktadır. Özellikle taşınır ve taşınmaz malların hasar geçişi açısından farklı şekilde ele alındığı görülmektedir.
Eski ve Yeni Düzenleme Arasındaki Farklar
Eski 818 sayılı Borçlar Kanunu'na göre, hasar genellikle sözleşmenin kurulmasıyla birlikte alıcıya geçmekteydi. Ancak bu durum adil olmadığı gerekçesiyle eleştirilmekteydi. Çünkü mal henüz alıcıya teslim edilmemişken meydana gelen bir hasarın sorumluluğu alıcıya yükleniyordu. Bu eleştiriler dikkate alınarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ile birlikte hasarın malın zilyetliğinin devri anında alıcıya geçeceği kabul edilmiştir.
Taşınır ve Taşınmaz Mallarda Hasarın Geçişi
Taşınır mallarda hasarın geçişi, malın zilyetliğinin devri anında gerçekleşir. Bu, malın fiziksel olarak teslim edildiği veya alıcının mal üzerindeki fiili egemenliği kazandığı anı ifade eder. Zilyetliğin devri ile birlikte, malda meydana gelebilecek her türlü hasardan alıcı sorumlu olacaktır.
Taşınmaz mallarda ise hasar, tescil anına kadar satıcıya aittir. Tescil işlemi tapu siciline yapılan resmi kayıt ile gerçekleşir ve bu işlemden sonra taşınmazda meydana gelebilecek hasarlar alıcıya geçer. Ancak taraflar, sözleşmede aksi kararlaştırmış olabilir.
Alıcının Temerrüdü ve Hasarın Geçişi
Alıcının temerrüdü durumu, alıcının satılan malın zilyetliğini devralmada gecikmesi veya malı kabul etmemesi halini ifade eder. Türk Borçlar Kanunu'nun 208. maddesi bu durumu da düzenlemektedir. Alıcının temerrüde düşmesi halinde, malın hasarı alıcıya geçmiş gibi kabul edilir. Yani, alıcı malı teslim almadığı halde hasara katlanmak zorunda kalır. Bu durum, satıcının sorumluluğunu ortadan kaldırır.
Mesafe Satışlarında Hasarın Geçişi
Mesafe satışları (örn. internet üzerinden yapılan alışverişler), Türk Borçlar Kanunu'nda ayrı olarak düzenlenmiştir. Buna göre, satıcı malı alıcıya gönderirken, hasar satıcının sorumluluğundadır. Ancak mal taşıyıcıya teslim edildiği anda hasar alıcıya geçer. Bu düzenleme, mesafe satışlarında riskin taraflar arasında dengeli bir şekilde dağıtılmasını sağlamaktadır.
Türk Borçlar Kanunu Madde 208/III: "Satıcı, alıcının isteği üzerine satılanı ifa yerinden başka bir yere gönderirse, hasar, satılanın taşıyıcıya teslim edildiği anda alıcıya geçer."
Bu düzenleme, e-ticaret gibi mesafeli satış işlemlerinde satıcının sorumluluğunu, malın taşıyıcıya teslimi anına kadar sınırlandırmaktadır. Sonrasında, taşıma esnasında meydana gelebilecek hasarlardan alıcı sorumlu olur.
Satış Sözleşmesinde Hasarın Geçişine İlişkin İstisnalar
Her ne kadar genel kural, hasarın malın zilyetliğinin devri anında alıcıya geçmesi olsa da, bu kuralın birtakım istisnaları mevcuttur. Taraflar sözleşme ile farklı bir düzenleme yapabilir ve hasarın geçiş anını farklı bir zaman dilimine yayabilirler. Ayrıca, durumun gereği ya da kanundan kaynaklanan bazı özel hallerde hasar satıcı üzerinde kalmaya devam edebilir.
Örneğin, satıcı malı alıcıya geç teslim edecekse ve bu gecikme satıcının yararına ise, hasar yine satıcıda kalacaktır. Aynı şekilde, taşıma sırasında malın korunmasından kaynaklanan ek bir düzenleme yapılmışsa, satıcı hasarı üstlenmeye devam edebilir.
Sonuç
Türk Borçlar Kanunu’nda satış sözleşmesinde hasarın geçişi ile ilgili yapılan değişiklikler, hem alıcı hem de satıcı açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle hasarın geçişi konusundaki yeni düzenlemeler, adaletin sağlanmasına yönelik olup, alıcı ve satıcının yükümlülüklerini daha net bir şekilde belirlemektedir. Bu düzenlemeler sayesinde, malın tesliminden önceki hasarlardan kimin sorumlu olacağı hususu da açıklığa kavuşturulmuştur.
Satış sözleşmelerinde hasarın geçişi, hukuki olarak karmaşık bir süreç olmasına rağmen, doğru bir sözleşme düzeni ve TBK'da öngörülen kurallara uygun hareket edilmesi halinde taraflar açısından daha güvenli bir ortam yaratılmaktadır.
Comments